3 Aralık 2015 Perşembe

DİRGEN ALİ; Eğitimci, Araştırmacı - Yazar SIDDIK DEMİR

DİRGEN ALİ
                                                                                          Sıddık Demir
      19.yüzyılın ikinci yarısı ve 20.yy ikinci çeyreği arasında geçen ve güçlü mesajlar taşıyan bu dramatik belgesel eser, bugün K.Maraş ilimizin Afşin ilçesi etrafında cereyan etmiş bir olaylar manzumesidir. “Belgesel roman”da adı verilen bu çalışma Afşin ilçesinin kültür dokusu için orjinal değerler taşımaktadır. Anadolu insanının devletsizliğinin veya varsa bile zafiyetlerinin ayyuka çıktığı bir döneminde kendini devlet yerine koyma çalışmaları gözlenmektedir.
      Kamu vicdanındaki adaletin devlet tarafından sağlanmasının güçlükleri yaşandığı bu dönemde, iç ve dış karışıklıkları fırsat bilen birtakım mihrakların peyderpey halka baskı kurması ve Dirgen Ali gibi milli olanlar nezdindede püskürtülmesi olayı yaşanmıştır. Böyle bir iklim içerisinde yaşayan Dirgen Ali’nin gerçek hayatından kesitlerin sunulduğu bu romanda, Menzoğlu Ahmet Efendi gibi ışık insanların varlığı devletsiz yaşayanlara devleti hissettirmesi bakımından çok anlamlıdır.
      Tarım toplumunun merkez modellerinden biri olan Dirgen Ali, yeğeni Âlim Ali Haydar Efendi tarafından değişime zorlandığı, iknayla değil de kanla değişimin yaşandığı bir vakıadır. Bir tarafta geçer akça ağalık- marabalık ilişkisi, diğer tarafta hak hukuk, eşitlik kavramlarını şiar edinerek, bunu vazife bilen yaklaşım…
      Yerleşik sistemle, dikte ettirilen sistem… Bu mücadeleyi at başı takip eden vefasızlık… Genç cumhuriyetin ilk dönemlerindeki siyasi çalkantılar ve kahramanlarımızın kendine biçilen rolleri en iyi biçimde oynamalar, acılar, sevinçler, aşklar iç içe… Kahramanlarımızın milli mücadeledeki etkileri, özellikle Maraş’ı Kahramanmaraş yapan bölgesel mücadeleye katkıları… Zeytunlu Ermenilerin defalarca isyan ederek bölge halkını kafletmeleri karşısında Kadiri Şeyhi Ali Sezai Hz. merkezli oluşan birliklerin, bu tehlikeyi bertaraf etme konusu ustaca işlenmesi gibi vurucu öğelerin yaşatılmaya çalışıldığı bu romanda gerçeklerin su katılmamış hali işlenmektedir.
      Demokrasi kültürünün zayıf olması biri diğerini yok etmek üzerine kurulu bir siyaset kültürünün varlığı, kardeşkanı akıtılması noktasına kadar varan, hoşgörüsüzlüğün yaşandığı bu dönemde bir takım aşırılıklar sergileniyor ustaca… Misak-i milli sınırları dışında olup da sonradan bir oldu bitti gibi gösterilerek anavatana ilhak ettirilen bir bölgenin kahraman devlet adamı Tayfur Sökmen’in fedakârlığının, vatanseverliğinin ve dahi usta siyasetinin ilhakla noktalanan zirvesinin sergilendiği serüven işlenmektedir. Roman kahramanı Dirgen Ali’nin devlet unsurlarıyla birleşerek, milli olmayan haşerelere karşı verdiği amansız mücadelesiyle, dağların, obaların, ırmakların ve hatta kurdunun kuşunun özgürleşmesine vesile oluyor. Oluyor olmasına ama, iç bölgede birbirlerine karşı sudan sebeplere bağlı olarak tahammülsüzlüğün hırla gittiği sevimsiz tabloların yaşanması da aynı satır aralarında işlenmektedir.
      Eski adı Efsus, bilahare Yarpuz ve yeni adı Afşin olan bu bölgede birçok merkez insanın varlığı bilindiği halde, Dirgen Ali’nin romanının yazılmasının sebebi, inişli, çıkışlı bir hayat serüveninin olmasıymış gibi geliyor insana. Başkasının standartları altında da olsa bir insan, gözü kara bir eylemi yeri ve zamanında yaptığı zaman şöhreti asırlara taşınmaktadır. Dirgen Ali de bu görülmektedir. Bütün birikintilerini bir zar atma sarhoşluğu içinde harmana çevirme olayı birazda kaderin çizdiği çizgi olsa gerek.

      20.yy Aşık edebiyatının en önemli temsilcilerinden olan bir “Derdiçok”, bir Kul Hamit, bir Aşık Hacı Yener, bir Hayati Vasfi Taşyürek,  Abdurrahim ve Bahattin Karakoç kardeşler ve yine Mahsuni Şerifler, Ali Akbaşlar, Necip Fazıllar coğrafyası olan ve bu güzel beldenin tapusunun esas sahipleri “Yediuyurlar”ı da unutmadan  kaleme alınan “Dirgen Ali” romanından, günümüz gençliğinin alması gereken çok ama çok mesajlar var. Her kütüphaneye girmesi gereken bir solukluk çalışma… 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder