1 Aralık 2015 Salı

AKSARAY ZİYARETİ; Sıddık DEMİR - (Eğitimci, Araştırmacı - Yazar)

AKSARAY ZİYARETİ
                                                                                                 Sıddık DEMİR
   Fevkalade isabetli bir gezi olmuştur. Zaman darlığı içinde günü birlik bir programın akşam kesiti hariç fevkalade oluşunun sorumlularını kutluyorum. Sivil bir organizasyonun, devleti temsil eden yerel yetkililerle ilişki içerisinde, Devlet-Millet bütünleşmesi altında, millete yönelik sorumlulukların yerine getirilmesi takdire şayandır.
    Gezi mekanları:
    Güzel yurt, yüksek kilise, Ihlara vadisi yanında Türk- İslam eserleri ve gönül adamlarının makamlarını ziyaret ayrı bir zevkti. Hacı Bayram makamında hareketle mürşidinin huzuruna varış ve gereken feyz alındıktan sonra bizim kuşak olarak “garip bir kuş” gibi Filip Öğüs mabedinin yanı başında sığıntı gibi bitmedik bu sefer. Daha güçlü, daha şuurlu, tıpkı kaynağına olan saygısından ötürü denizlere akan nehirler gibiydik. Kaynak Somoncu baba, çağlayan Hacı Bayram-ı Veli, farkında olarak veya olmayarak yaşamaya gayret eden Umud Derneği yetkilileri ve diğer benzeri nasiplileri…
    Manevi şövenizm:
    Güzel yurtta yer altı mağaralarını, mağaralardan mürekkep kiliseleri ve diğer maksatlarla inşa edilen yerleri bir daha şuurlu bir şekilde gezdik. Biri diğerini yok etme anlayışına ne yazık ki kendi mekanımızda da her an rastlamaktayız. Ortak yaşama kültürü, hoşgörü veya  tevazu, adına her ne deniyorsa, birçok yerde olmadığını, müşaade ediyoruz. Güzel yurt’ta kiliseden çevrilme bir cami ziyaretinde yukarıdaki ilkeleri vücut dilinde yaşayan ziyaretçiler rahatsız oldu. Zoraki damat gibi olmuş. Estetik değerlerin yeni tabloya hiç verilmediği, önceki anlayış değerlerinin harcandığı gün gibi aşikardır. Burada seslenmek isteriz: Be hey yetkililer, meğer şöven anlayışı size zevk veriyor, o halde adam gibi yapın... Her tarafı dökülen bütün zevksizliklerin kol gezdiği görüntüyü yaşatmak zorunda mısınız? En kamil şeriatın kültür varlığı böyle mi olmalı? Üstelikte turizm maksadı güdülüyorsa…
    Kendi değerlerimize ve hoşgörü anlayışımıza uygun olmayan bir diğer hususta “yüksek kilise” denilen yerle ilgili izlenimizdir.  Eğer sağlıklıysa mihmandarın verdiği bilgiye göre her yıl belirli bir günde en az 5-6 otobüsle içinde bir şeriatın seçkin din adamları buraya gelerek geç vakte kadar ayin yaparlarmış. Eğer doğruysa kendi adıma, insanlık adına, dahası Muhammed-i şeriatı mensupları adına utanç duydum. Mekan fevkalade güzel bir yerde, ama içi dışı rezalet… Duvarları yıkık dökük ve çok garip yüz karası yazılar… Kapısı penceresi açık hatta hiç yok. İhtiyaç giderilen alt yapıdan bi haber, mübaalasız tıpkı bir ören… Ama böyle bir yere en az 300’e yakın her biri birden çok üniversite bitirmiş, alanında doktora dahi yapmış İsevilik şeriatı mensupları uğramaktadır. En az bir gün faaliyet yapmaktadırlar. Bu görüntü Müslüman Türk çocuklarına hiç yakışır mı? Bu mu bizim şeriatımızın hoşgörüsü? Bu mu bizim mabetlere, kutsallara saygımız? Dahası bu mu turizm anlayışımız? Hiç bir şey yapılmıyorsa, bari böyle yerlerde rant elde etmek için bu eserlerin eli yüzü temiz tutulmalıdır. İşte size manevi şövenizm…
    Konferansın Ahenksizliği:
    Umud Derneğinin düzenlediği bu gezide, günün dernek amacını anlatan panelle noktalanması en tabi olandır. Geniş ve açık alanı olan bir mekanda şehrin bürokratları ve siyasileri hazır, panelist arkadaşlar yerlerinde, kalabalıkta iyi…Sandalyeler dolu .Ön konuşmalar ses sistemi ve sunumlar iyi… Uyuşturucuyla ilgili kendi alanında profesyonelleşmiş bek raunt’u hitabeti ve konuya hakimiyeti mükemmel olan Dr. Fevzi Bey’in boş sandalyelere konuşması kötü oldu. İşin uzatılması profesyonellikten uzak olması, nispeten de aynı konuların işlenmesi iyi olmadı. Ekibin konuşmacısı Fevzi bey tek konuşmacı olmalıydı. Öncekiler konuşacaksa Fevzi bey konuşmamalıydı. Muhafazakar çevrede tenkit mekanizması sistemleşmediği için benim bu tespitlerime gülüp geçen olabilir.Tenkitten maksat ham meyveyi olgunlaştırmaktır. Tenkit den rızay-ı ilahi vardır. Daha güzel geziler tertip etmek için, amatörlükten uzak paneller konferanslar orğanize etmek dileğiyle başta Genel Başkan Sayın Mahmut Beşirli’ye ,akabinde iştirakçi arkadaşlarımıza ve her zaman olduğu gibi işin öbür tarafına talip olan Sayın Sabri Yakar Bey’e minnet ve şükran duyuyorum.  

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder